Kongre Sponsorları

Kongre Yeri

Tepav – TOBB ETÜ Kampüsü

CUMHURİYETİN 100. YILINDA KENT

“İKİNCİ YÜZYILINA
GİREN CUMHURİYETİN YERLEŞMELER KONUSUNDAKİ YENİ İDDİALARI NELER OLABİLİR ?”

 

29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyet çok yönlü iddiaların adıydı. Birey düzeyinde tebaadan özgür bir yurttaşlığa, topluluk düzeyinde hasta, çöken ve dağılan bir imparatorluktan iç dayanışması olan canlı bir ulus devlete, dünya düzeyinde paylaşılma zamanı gelmiş bir devlet olarak görülmekten saygı duyulan, sözü değer kazanmış bir devlet olmaya geçişi başarmak iddialarını taşıyordu. Cumhuriyetin iddiaları salt rejimin niteliğine ilişkin değil, aynı zamanda da yerleşme yapısındaki dönüşüme ilişkindi. Başkentini üç imparatorluğa başkentlik yapmış İstanbul’dan alıyor, Anadolu’nun ortasında Ankara’ya naklediyordu. Yol şemalarını ülkenin değişik bölgelerini limanlar aracılığıyla dış metropollere bağlayan ağaç şemasından, iç pazar bütünlüğünü sağlayan ağ şemalarına dönüştürüyor, gerek ülke içi yerleşmelerde kurduğu fabrikalarla, gerekse de Halkevleri ve Halkodalarıyla modernleşmeyi ülke sathına yaygınlaştırmaya çalışıyordu.  Cumhuriyet, iddialı bir köktenci modernist uygarlık projesiydi.

Cumhuriyetin böyle bir iddiayla yola çıkmasından sonra 100 yıl kadar uzun bir süre geçti. Bu süre  içinde bir dünya savaşını ve çok sayıda dünya krizini bulundurmaktadır. Çok riskli bir coğrafyada geçirilen bu yüz yıllık yaşam deneyimi sonrasında Türkiye başlangıçtaki çıkış noktasından çok farklı bir noktaya gelmiş bulunuyor. Yetişmiş insan gücü olarak, kapital olarak, fiziksel ve kültürel alt yapı olarak önemli bir birikim sağlamış bulunuyor. Bekleneceği üzere Türkiye Cumhuriyeti yeni bir yüzyıla girerken, toplumun değişik kurumları yaşanan bu yüzyıllık deneyimini bir değerlendirmeye tabi tutuyor. Yapılacak bu değerlendirmelerin en kritik noktası, bu değişimin bir öznesinin bulunup bulunmadığı olacaktır. Cumhuriyetin gelmiş olduğu noktadaki başarıların da başarısızlıkların da sorumluluğu bu özne tarafından taşınacaktır. Böyle yüzyıllık bir sürenin hepsinden sorumlu olabilecek tek olanaklı özne halk olmaktadır. Bu özne 100 yıllık yaşam deneyiminin muhasebesinde sorumluluğu kaçınılmaz bir biçimde ortak hale getirmektir. Böyle bir özne tanımlanmasının iki önemli sonucu olmaktadır. Bu bir yandan Cumhuriyetin ulus olmayı başardığının, öte yandan toplumda yaşanan değişmelerin/değişimlerin toplumun sürekli bir oluşum içinde bulunmasının sonucu olduğunun kabul edilmesi anlamına gelmektedir.

Cumhuriyet ikinci yüzyıla girmenin eşiğine geldiğinde iki seçenekle karşı karşıya kalmaktadır. Birincisi böyle bir eşiğin geçildiğini görmezden gelmektir. Bu halde süregiden oluşumun devamına razı olunmaktadır. İkincisi ise ikinci yüzyıla geçişi yeni bir atılım yapmak için bir fırsat olarak değerlendirmektir. Türkiye Cumhuriyeti 100’ncü yılını tamamlarken Cumhuriyetin değişik bileşenleri genellikle ikinci seçeneği kullanmaktadır. Bu bağlamda Kent Araştırmaları Enstitüsü, İlhan Tekeli Şehircilik Kültürü Vakfı, Tepav, TOBB Üniversitesi ve İdealKent Dergisi bir araya gelerek, Sekizinci Kent Araştırmaları Kongresini bu fırsatı kullanmak amacıyla düzenlemektedir. 

100’üncü yıl aşılırken düzenlenen faaliyetlerin büyük çoğunluğu, Cumhuriyetin 100 yıllık öyküsünü değerlendiren tarih çalışmaları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu tarih çalışmaları Cumhuriyetin başarılarını ön plana almakta, başarıların onurunu paylaştırma yoluna gitmektedir. Bu çalışmalarla ikinci yüzyıla girerken, özgüven ve olabildiğince coşku üretmeye çalışıldığı söylenebilir. Ama bu yeterli değildir; geçmişe dönük kalmakta, geleceğe ilişkin yönlendirici bir katkı getirememektedir. 8. Kent Araştırmaları Kongresini düzenleyen kurumlar, bu kongrede sunulacak çalışmaların geçmişin değerlendirilmesi kadar geleceğe ilişkin öneriler getirmesi konusunda hemfikir olmuşlardır. Bu nedenle de Kongrede yapılacak sunuşların bir yandan Cumhuriyetin 100 yıllık deneyiminin değerlendirilmesi üzerinde dururken, öte yandan yapılacak sunumların önemli bir kısmının da, geleceğin yerleşmelerine ilişkin kestirimlere, stratejilere ve iddialara yönelmesi kararlaştırılmıştır. Tabii bu iki farklı türdeki sunuşların birbirlerini desteklemesi beklenmektedir. Kongrenin adı ise “İkinci Yüzyılına Giren Cumhuriyetin Yerleşmeler Konusundaki Yeni İddiaları Neler Olabilir?” diye konulmuştur. Bu yolla Kongrenin ilgi alanında geleceğe ilişkin öneriler konusunda bir odaklanma sağlanmıştır. Tabii plancıların düzenlediği bir kongrede, vurgunun gelecek üzerine konulmuş olması anlaşılabilir bir şeydir. 

Bu başlıkta geleceğe yönelme konusunda “iddia” sözcüğünün kullanılmasının da özel bir önemi bulunmaktadır. Burada önerilen 100 yıllık bir fütüroloji ya da kestirim çalışması yapmak değildir. 100 yıl çok uzun bir süredir. Bu kadar uzun süre için güvenilir kestirimlerde bulunulamamaktadır. Yirminci yüz yılın tarihi içinde, insanlık belli bir tarihte oluşturduğu dünya düzenine güvenerek, dünyanın geleceği için güvenilir kestirimlerde bulunabileceği kanısına kapılarak, kestirimler yaptığında, çoğu kez, yirmi yıl geçmeden dünya da kendilerinin beklediğinden çok farklı düzenlerin gerçekleştiğine şahit olmuşlardır. Tabii ki bu tür çok sayıda deneyim sonrasında, ister bireylerr olsun, ister devletler olsun, uzun erimli gelecek kestirimlerinin yapılamayacağının farkındadırlar. Ama yine de coşkulu eylemlerde bulunabilmek için geleceğe ilişkin iddialar ortaya koymaktadırlar. İddia salt bir gelecek kestirimi değildir. İddia ilan edildiğinde, ilan edenin varlığı ile ilgili bir adanmışlığı da beraberinde getirmektedir. 

100 yıl önce Cumhuriyet, yolculuğuna siyasal bir rejim olarak ve yerleşme düzeni olarak Cumhuriyet Projesini oluşturan iddialarıyla başlamıştı. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken toplanan 8. Kent Araştırmaları Kongresi Cumhuriyetin ikinci yüzyılına ilişkin iddialarının neler olabileceği üzerinde yoğunlaşacaktır. Kongrede günümüz dünyasında Türkiye’nin geleceğe ilişkin iddialarının neler olabileceği konusunda canlı ve verimli/yaratıcı tartışmaların yürütülmesi beklenmektedir. Artık bu iddialar yüz yıl öncesine göre çok geniş bir alana yayılacaktır. 

100. Yılında Cumhuriyetin Planlaması

  •   Cumhuriyetin kent planlaması
  •   Cumhuriyet planlamasının yasal ve yönetsel yapısı
  •   Planlama eğitimi
  •   Planlamada aktörler ve kurumsal yapı
  •   Planlamada yasal çerçeve
  •   Plan üretim-yapım süreçleri ve yapım teknikleri
  •   Planlama yarışmalar
  •   Planlama bileşenleri/ katmanları
  •   Kentsel alanda sanat, toplumsal yapı, mimarlık, mühendislik, peyzaj, kentsel tasarım
  •   Küresel sorunlar ve planlama
  •   Afetler, savaş, pandemi, iklim değişikliği ve planlama
  •   Yaşam kalitesi ve planlama
  •   Planlama yazını ve eleştirisi

100. Yılında Cumhuriyet Mimarlığı

  •             Cumhuriyet mimarlığına dönemsel bakmak
  •             Cumhuriyet mimarlığına tematik bakmak

–   Yönetim yapıları

–   Eğitim yapıları

–   Endüstriyel mekanlar

–   Konut mimarlığı

–   Kültür mekanları

·           Mimarlık mirası ve koruma

  •   Mimarlık eğitimi
  •   Mimarlık yarışmaları
  •   Cumhuriyetin mimarları
  •   Mimarlık yazını ve eleştirisi

100. Yılında Cumhuriyetin Kentleşmesi ve Kentsel Toplum

  •   Kent sosyolojisi ve kentleşme yazınının eleştirel bir değerlendirmesi
  •   Kentliliğin değişen/dönüşen anlamları
  •   Göç ve kentsel toplum: Kır-kent & kent-kır göçü ve etkileşimi
  •   Göç ve kentsel toplum: Uluslararası göç ve düzensiz göç
  •   Kentsel dönüşüm ve konut politikaları
  •   Küresel kent ve markalaşma politikalarının kent toplumuna etkisi
  •   Kent merkezlerinin dönüşümü
  •   Kentsel mekân, yaşanabilirlik ve erişilebilirlik
  •   Kent ve dezavantajlı gruplar
  •   Kentsel antroposen ve kıra etkisi
  •   Kentin geleceği/ideal kent

100. Yılında Cumhuriyetin Yerel Yönetimleri

  • Yerel yönetimlerde yasal yönetsel yapı
  • Yerel demokrasi ve idari vesayet
  • Yerel yönetimlerin denetimi
  • Yerel yönetimlerin maliyesi
  • Avrupa Birliği ve yerelleşme
  • Yerel seçimler
  • Yerel yönetimler ve seçmen davranışı ilişkisi
  • Yerel yönetimlerde katılım
  • İl özel idareleri, belediyeler ve köyler
  • Büyükşehir ve bütünşehir modeli
  • Yerel yönetimler ve kamu hizmetlerinin sunumu
  • Pandemi, göç, afetler ve yerel yönetim
  • İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik ekseninde yerel yönetimler

Gelecek: Yeni bir iddiayı ortaya koyarken

  • Nasıl bir şehircilik?
  • Nasıl bir demokrasi?
  • Nasıl bir planlama?
  • Nasıl bir mimarlık?
  • Nasıl bir yerel/yerinden yönetim?

Deprem ve Afet Özel Gündemi

  • Durum tespiti

–   Yapılanlar ve yapılmayanlar

  • Gelecek tahayyülü

–   Dirençli kentler nasıl mümkün olur?

 

Bize Ulaşın