Çankaya /ANKARA
+90 312 285 53 59

Raporlar

Raporlar

Politika Notları-Coronavirüs ve Kentli Hakları

Doç.Dr. Nazlı Yücel Batmaz

Halk arasında Corona olarak bilinen Covid 19 solunum yolu bulaşıcı hastalığı ilk defa 12 Aralık 2019’da, Çin’in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde 12 Aralık’ta tespit edildi, sonrasında dünyaya yayılarak pandemi halini aldı ve uluslararası kamu sağlığı acil durumu ilan edildi. BM, Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Konseyi, IMF vb. uluslararası kurum ve kuruluşlar ardı ardına uyarılar yaptı, güvenlik, sağlık ve ekonomi alanında alınması gereken önlemlere yönelik tedbir paketleri açıkladı. Bu uyarılar ve yönlendirmeleri temel alan dünya ülkeleri de kendi sınırları içerisinde hastalıkla mücadele için ulusal eylem planlarını uygulamaya koydu. Ülkeler merkezi ve yerel yönetimler bazında iç ve dış güvenlik, sağlık, ekonomi ve hizmet sektörlerine yönelik tedbirler içeren uygulamaları hayata geçirdi (karantina, ekonomik destek paketleri, ulaşım ve seyahat kısıtlamaları, hastalığa ilişkin hijyen tedbirleri vb.). Bu uygulamalara paralel olarak özellikle birey, aile ve kent yaşamını olumsuz etkileyen pandemiden korunmayı ve etkilerini sınırlandırmayı amaçlayan çeşitli tedbirler de gündeme geldi.

Kent Profilleri Serisi: Kalecik

Özge Yalçıner Ercoşkun – Hülagü Kaplan – Burcu Özüduru – Leyla Alkan Gökler – Perihan Kiper – Gamze Özer – Bülent Uçele – Mine Özdemir

Kent Profilleri Serisi, Türkiye’de eğitim veren planlama okullarında her yıl üretilen ve toplum ile buluşamayan farklı ölçeklerdeki kentlere dair bilginin görünür hale getirilmesini amaçlamaktadır. Bu bağlamda plancı adaylarının her yıl stüdyo çalışmaları dahilinde hazırladıkları hem düşünsel olarak hem de emek açısından yoğun bir sürecin çıktısı olan çalışmalara kamusal nitelik kazandırılması serinin temel motivasyonunu oluşturmaktadır.

Planlama eğitiminin analitik ve yaratıcı düşünceye dayalı doğası, plan ve tasarım gibi üretim süreçlerinin gerçekleştirilebilmesi için kentin çok boyutlu ve çok katmanlı karmaşık yapısına ilişkin sistematik bilgi altlığının oluşturulmasını zorunlu kılmaktadır. Bu altlığın oluşturulmasında nitel ve nicel verinin yanında gözlem ve deneyim yoluyla bağlamın kendisinden elde edilen verilerin kullanılması, sonrasında anlamlı bulgulara dönüştürülmesi ve mekânsal temsillerinin üretilmesi çok değerli bir envanter niteliği taşımaktadır. Ölçeğine bağlı olmaksızın kentlerin çok hızlı bir dönüşüme maruz kaldığı şu günlerde, belli bir döneme ait durumlarını özgün ve güncel bilginin üretimi ile zamanda sabitlemek gelecek açısından kritik hale gelmektedir. Ancak bu tür yoğun emek süreçleri ile üretilen sistematik ve bütüncül bilgi sunan çalışmalar ile kentlerin değişim ve dönüşümüne izlek oluşturmak mümkün olabilecektir.

Kent Profilleri Serisi’nin ilk kitabı, Gazi Üniversitesi CRP2003 Şehircilik Stüdyosu öğrencileri ve öğretim üyelerinin değerli katkıları ile hazırlanmıştır. Kalecik Kenti Planlama ve Tasarım çalışması dahilinde kolektif olarak ürettikleri kapsamlı analizlerin Kent Profilleri Serisi’nde yayına dönüştürülmesi ile yazına anlamlı bir katkı sağlanmıştır.

COVID-19 VE ŞEHİRLER

Burcu H. Özüduru

Şehirler tarihin, ekonominin, toplumun bir ürünü; kent yöneticileri ve mekan ile ilişkili tüm meslek grupları ise kentsel sistemlerle ilişkili planlama araçları ve kentlere müdahale etme yöntemleri geliştirmek için var. Durağan ürüne müdahale etmek kolay. Kolay olmayan sürekli evrilen, son derece devingen ve hep daha yenisi ile yer değiştirebilecek kapasitesi olan bir ürüne müdahale etmek. Şehirler de böyle ürünler. Bazı durumlarda şehirler değişimleri olağan şekli ile yaşıyor; tarih içinde farklı akımlardan etkilenerek değişiyorlar. Bazı durumlarda ise birden gerçekleşen dış müdahaleler oluyor: Deprem gibi doğal afetler ya da savaş gibi insan eliyle gerçekleşen müdahaleler. İşte bu durumda şehrin geleceğini yönlendirecek meslek insanlarının kendi konumlarını iyi belirlemeleri gerekiyor. Planlama süreçlerinde neye ne kadar müdahale edilebilir ve sonsuz ilişki ağları sunan, karmaşık şehirler hangi planlama araçları ile nasıl savunulabilir? Bu şehirlerdeki yaşam nasıl tasarlanabilir?

Covid-19 ile birlikte şehrin mekânsal ve sosyolojik yapısında ne gibi değişikler olacak? Kentsel yaşam ve halk sağlığına nasıl yaklaşacağız? Yeni kamusallık biçimleri nasıl şekillenecek? Kent merkezleri ve yerel ekonomi bu pandemiden nasıl etkilenecek? Kentler ve iklim değişikliği ile ilgili tartışmalar nereye evrilecek? Kentlerdeki sosyal sermaye yeniden nasıl şekillenecek? Soruları önem kazanmaktadır.

Türkiye’de Konut Sorunu Ve Konut Politikaları

Leyla ALKAN – Aysu UĞURLAR

Kentlerin oluşumunda temel yapı taşı olan konut, tüm ülke politikalarının ana konularından biri olarak sürekli gündemini korumaktadır. Her ne kadar değişik ülkelerde, çeşitli konut sorunlarından doğan farklı politik yaklaşımlar söz konusu olsa da, temelde nüfus artışını karşılayacak yeterli konut üretmek, farklı sosyo-ekonomik gruplar için konuta erişimde fırsat eşitliğine olanak vermek, sağlıklı ve farklı gereksinimlere cevap verecek çeşitlikte konut sunumu yapmak gibi konular her ülke için ana hedefler olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkelerin yaşadığı tarihsel süreçler ve bulundukları dönemin sosyal, kültürel ve ekonomik koşulları, bu hedeflerin öncelik sırasını değiştirebilmekte ya da yeni hedefler ortaya koyabilmektedir. Refah düzeyi yüksek olan ülkelerde ve gelişmiş konut finansman sistemine sahip toplumlarda, farklı gelir gruplarının konuta erişilebilirliği daha kolay sağlanabilmektedir. Bu toplumlarda, farklı beklentilere ve hızlı değişen toplumsal yapıya cevap verecek, farklı çeşitlilikte, sağlıklı, yeni teknolojiye uyum sağlayan konut sunumları gündemi daha canlı tutan konular olarak karşımıza çıkabilmektedir.

TÜRKİYE’DE KENTSEL HİZMETLER RAPORU

SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Nüfus yapısından yönetimsel örgütlenme biçimlerine kadar yerel dinamiği etkileyen bütün unsurların yeni bir bakış açısıyla ele alınması gerekmektedir. Kentsel yaşam kalitesi hedefinin, her bir kentsel katman ve ayrıntının hesaba katılarak oluşturulduğu yönetim perspektifi ile mümkün olduğu bilinmelidir. Bunun için somut sorunların çözümünde yönetimin aldığı karardan farklı olmayacağı bilinse de yerelde yaşayanların katılımının sağlanarak çözüm üretme yöntemi üzerinde durulmalıdır. Teknolojinin getirmiş olduğu imkanlardan da faydalanılarak kent yönetimine, seçimden seçime değil kentin kaderini etkileyen her karar arifesinde halkın karar mekanizmalarını etkilemesi sağlanmalıdır.

Bu rapor öncelikli olarak günümüz Türkiye’sinde değişen ve değişmeyen belediye hizmetlerinin genel bir analizini sunmaktadır. Halkın sorun gördüğü alanlar aynı zamanda tedaviye de nereden başlanılması gerektiğinin de yol işaretlerini vermekte ve çözüm önerilerini sunmaktadır. Raporun, 31 Mart 2019’da seçilen olan belediye başkanları için önemli bir rehber görevi üstleneceğini düşünüyoruz.